ERZİNCAN COĞRAFİ KONUMU
Erzincan ili dünya haritası üzerinde 39 45' 12" kuzey enlemleri ile 40 46'30" doğu boylamları arasında yer almaktadır. Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesinde, bölgenin Yukarı Fırat bölümünde yer alan Erzincan'ı, doğusunda Erzurum, batısında Sivas, güneyinde Tunceli, güneydoğusunda Bingöl, güneybatısında Elazığ-Malatya, kuzeyde Gümüşhane-Bayburt ve kuzeybatıda Giresun illeri çevreler. Fırat nehri kollarından Karasu'nun geçtiği ilin yeryüzü şekillerini, güney sınırında Munzur Dağları, kuzey sınırında Keşiş Dağları ile bu dağlar arasında yer alan Karasu vadisi boyunca uzanan iki ova ve boğazlar belirlemektedir.
11.903 km2'lik alana sahip olan Erzincan'ın, merkezle birlikte 9 ilçe,16 bucak ve 553 köyü bulunmaktadır. 1990 sayımına göre ilin nüfusu ise 299.251'dir. Karasal iklime sahip olan Erzincan'ın, Doğu Anadolu’daki Malatya-Elazığ illeri hariç, diğer illerden daha ılıman bir iklimi vardır. Yıllık sıcaklık ortalaması 10.7 lik bir değere sahip olan ilin yıllık yağış ortalaması 344 mm. dir.
TARİH ÖNCESİ ÇAĞLARDA ERZİNCAN VE YÖRESİ :
Doğu Anadolu tarih öncesi çağlanna ait araştırmalar sınırlıdır. Van'da Tilkitepe, Erzurum'da Karaz Höyük'te ve Kars dolaylarında yapılan arkeolojik kazı ve araştırmalarda, tarih öncesi çağlara ait önemli buluntular elde edilmiştir.
Erzincan ilinin yazılı tarih öncesi dönemlerine ait önemli yerleşimler Altıntepe ve Üzümlü ilçesi arasında bulunan Küçüktepe Höyüğü'dür. Altıntepe'de bulunan Urartu kalesinin, îlk Tunç Çağı'na ait bir yerleşimin üzerinde kurulduğu tespit edilmiştir. Burada bulunan tek yapı katında, yanmış evler ve Karaz Höyük'e göre daha eski dönemlere ait çanak çömlekler ile pişirilmiş topraktan yapılmış depolama kapları bulunmuştur. Küçüktepe Höyük'te yapılan araştırmalar, buranın Altıntepe îlk Tunç Çağı yerleşimiyle çağdaş olduğunu göstermiştir. Her iki yerleşime ait halk topluluklarının, tarım ve hayvancılıkla uğraştıkları, kalay ve bakırı karıştırarak tunç elde ettikleri, bunlardan araçgereç ve silah ürettikleri tespit edilmiştir.
Erzincan tarih öncesi dönemlerde; doğu-batı, güney, güneybatı yol güzergahlarının üzerinde bulunmaktaydı. Boğazköy, Alişar ve Alaca'dan dolayı önem kazanan Orta Kızılırmak ile Aşağı Kızılırmak'ın doğuya olan bağlantısının Refahiye-Erzincan üzerinden de sağlanmış olması, Kangal, Kösedağ, Kelkit ile Kuzey Anadolu bağlantısı olan batı yol düğümünü sınırları içine alması, Erzincan ve yöresinin tarihi önemini artırmıştır.
Tercan ilçesinin kuzey sınırını oluşturan Pulur bölgesinde, tarih öncesine ait buluntular ele geçmiştir. Yine Erzincan'ı Kelkit vadisinden Kuzey Anadolu'ya bağlayan kıstaklar, tarih öncesi dönemler açısından önemlidir.
YEREL HAYAŞA KRALLIĞI VE HİTİT EGEMENLİĞİ
Üçüncü bin yılına ait Sümer kaynaklanna göre, Sümer ve Akad bölgelerinin kuzey kesimlerindeki dağlık bölgeye, yani Kuzey-Doğu Anadolu'ya, Subartis ve halkına da Subar adı veriliyordu. Akad Kralları Sargon ve Naramsin'e ait tabletlerde bu bölge, Akad Devleti'nin bir vilayeti olarak anılmaktadır.
Arkeolojik belgeler, îlk Tunç Çağı sonrasında Erzincan yöresine ilk yerleşen halk topluluklarının Hayaşalılar olduğunu göstermiştir. Hattuşaş (Boğazkale) arşivlerindeki III.Tuthalya ve I.Şuppiluliuma (MÖ 1375-1335) dönemine ait metinlerde, Erzincan'ın kuzeyi Azzi-Hayaşa olarak geçmekte ve bu Hitit Kralları'nın Kumaha (Kemah) yöresinin Hayaşalı Kralı Krannis ile savaştıklarından söz etmektedir. Bölgeyi egemenlikleri altına alan Hititler'in Hayaşa Kralı Hukkana ile bir bağımlılık anlaşması yaptığına dair metinlerde, Hukkana'nın, kızkardeşini I.Şuppiluliuma'ya eş olarak verdiği de yazılıdır. Hayaşa ve Hitit ilişkilerine ait diğer bilgilere, Hitit Kralı II.Murşil'e (MÖ 1334-1306) ait yazılı belgelerde de rastlanmaktadır.
Boğazköy tabletlerine göre, bölge 2. bin yılda Hurriler'in elinde bulunuyordu. 2. bin yılın ilk yarısından itibaren Erzincan ve yöreleri, Hayaşalılar'ın eline geçti.Anadolu'nun yazılı tarih dönemlerinin başlangıcında, Hititler'in kendilerinden önceki yerel krallık ve halk topluluklarını merkezi bir yönetim altında birleştirme faaliyetleri yer alır. Hititler, Kızılırmak yayı içerisinde, siyasi faaliyetleri için uygun ortam bekledikleri sıralarda, Erzincan'ı da içine alan bölgelerde yaşanan Hurriler'in daha güneye kaymalarıyla da, Erzincan'ı da içine alan bölgelerde yaşanan Hurriler'in daha güneye kaymalarıyla, onlann yerlerini alan Hayaşahlar, bölgeye egemen olurlar.
Hititler'in Erzincan'da kesin egemenlik kurdukları dönem, MÖ 1380 yıllarından sonra başlamışsa da, önceki yıllarda da Hitit askeri seferlerinin yapıldığı anlaşılmaktadır. 1340 yılında Hayaşalılar, Hititler tarafından ortadan kaldırılırlar. MÖ 1200 yıllanna doğru batıdan gelen "Deniz Kavimleri"nin istilası sonucunda ise Boğazkale başkentli Büyük Hitit împaratorluğu da sona erer.
YÖRE KALKINMASININ ÖNCÜLERİ URARTULAR:
Eski Çağ Anadolu tarihinin bilinmesinde Hitit ve Asur çivi yazılı tabletlerinin önemli rolü olmuştur. MÖ 13. yüzyıla ait Asur tabletlerinde "Uruatri" adına rastlanmıştır. MÖ 900 yıllarında kurulan Urartu Devleti, Urmiye gölünden Erzincan'ın batı kesimlerine, Kafkasya'nın güneyi ve Doğu Karadeniz kıyılarından, Suriye'nin kuzeyine ve Akdeniz'e kadar uzanan bölgeler arasında genişleyebilmiştir. Uruatri halkının kurduğu Urartu Devleti'nin Başkenti "Tuşpa" (Van) idi. Menuas yazıtlarından, Urartu Devlet topraklarının güneyde Diyarbakır, batıda Malatya ve Elazığ, kuzeyde ise Erzincan'a kadar genişlediği ve Ön Asya'nın en güçlü devletlerinden biri olduğu öğrenilmektedir. Hakkında en çok bilgi bulunan ilk Urartu Kralı Lutibri'nin oğlu Sardır^dır.
Urartular, Asur împaratorluğu'nun Akdenizle olan bağlantısını kesmek için, Musul ve Halep'e kadar olan bölgeleri aldılar. Bölgenin en güçlü devleti Asurlular'la egemenlik çatışması içinde olan Urartu Krallığı'nın kesin olarak tarih sahnesinden silinmesi, kuzeyden gelen Kimmer ve Iskit akınlarıyla olmuştur. Bu kavimlerce siyasi güçleri yok edilen Urartu Devleti'nin bütün toprakları, Med Kralhğı'nın eline geçmiştir (MÖ 600).
Urartular, Doğu Anadolu'da ekonomik ve kültürel kalkınmanın öncüleridir. Bölgede çok sayıda bayındır kentler kurmuşlar, üretimin yanısıra bölgeler arası ticareti geliştirmişlerdir. Erzincan kenti yakınındaki Urartu yerleşimi olan Altıntepe, Urartu topraklarının batı sınırında bulunmaktaydı. Burada yapılan arkeolojik kazı va araştırmalar sonucu elde edilen buluntular, Urartu uygarlığının gelişmişliğini gösteren belgeler olmuştur.
yukarı
MİLATTAN SONRA ERZİNCAN:
Erzincan ve çevresinin Ermeni kralı II. Dikran'ın çocukları tarafından işgal edildiği bilinir. Bundan sonra Sasaniler, Ermeniler, ve Bizanslılar arasındaki mücadeleye sahne olmuş ve MS 622 yıllarında Bizans İmparatoru Heraklius tarafından Sasaniler'in elinden alınmıştır. Bu sırada İslam orduları Sasaniler'in elindeki ülkeleri kendi topraklarına katmış ve Sasaniler'in siyasi hayatına son vermiştir.
Erzurum ile Erzincan'ın 630-640-642 yıllarında Hz. Ömer tarafından zaptedildiği Tarih-i Alem'de kayıtlıdır. Bundan sonra Erzincan İslam alemi ile Bizanslılar arasında mücadeleye sahne olmuş ve Emir Habip Bin Müslema tarafından Erzincan ve Havalisi İslam eğemenliğine girmiştir. Bu arada Muaviye-Hz. Ali anlaşmazlığı zamanında tekrar Bizans eğemenliğinde kalan Erzincan Emevi hükümdarlarından Abdulmelik tarafından Erzurum ile birlikte kesinlikle İslam hakimiyetine girmiştir.
SELÇUKLULAR ZAMANINDA ERZİNCAN:
Yıkılan Büyük Selçuklu Devletinin bir kolu olan Anadolu Selçuklu Devleti zamanında Alpaslan, komutanlarından Emir Mengücek Erzincan, Gümüşhane, Giresun ve Trabzon havalisine egemen olmuştu. Selçuklular devrinde Erzincan ve havalisi oldukça onarılmış ve ordu merkezi haline gelmiştir. Erzincan 1252 yılına kadar Mengücek Oğulları eğemenliğinde kalmıştır.Erzincan şehrinin surları Alaaddin Keykubat devrinde yapılmıştır.
1243 yılında Kösedağ savaşında Selçuklular Moğollara yenildikten sonra Erzincan'da Moğol hakimiyetine girmiş oldu. Bu zaman zarfında Erzincan ve havalisi üzerinde Selçuklu ve İlhanlıların nüfuz etkisi vardı. İlhanlıların saltanat kavgalarından faydalanan Sivas valisi Alaaddin Eretna Bey bağımsızlığını ilan ederek şehre hakim oldu. 1378 yılında Erzincan, Irak'ta kurulan Celaliler'e mensup Uygur kökenli olduğu söylenilenMutahharadün Tayerten Bey'in eline geçmişse de 1400 tarihinde Erzincan Timur'un istilasına uğramıştır. Fakat Tayerten Bey, Timur'a yol gösterdiğinden karşılık olarak tekrar Erzincan'da kalmıştır. Yıldırım-Timur mücadelesinin şiddetli zamanında Kadı Burhaneddin Erzincan'a egemen olmuştur. Bu mücadeleler sırasında Erzincan pek çok zarar görmüştür. 1398 yılında Kadı Burhaneddin Akkoyunlu Beyi Kara Osman'a Kara Bel'de yenilince Erzincan Akkoyunlular'ın eline geçmiştir.
OSMANLILAR ZAMANINDA ERZİNCAN:
Bir süre Akkoyunlular tarafından yönetilen Erzincan 1473 yılında Osmanlı hükümdarı Fatih Sultan Mehmet Han ile Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan arasında yapılan Otlukbeli savaşından sonra Osmanlılar'a bağlandı. Bu savaşın olduğu yer bugün Erzincan'a bağlı Çayırlı ilçesi Karakulak bucağı yakınında Kanlı Vadi denilen yerdir. Burada o devirden kalma binlerce mezar vardır. Bu savaş Türk tarihinin en kanlı savaşlarından biridir.
30-40 yıllık sükunet devrinden sonra Erzincan yeniden 1502 yılında Safevi hükümdarı Şah İsmail'in saldırısına uğradı. Yavuz Sultan Selim 1514 yılında Çaldıran seferine giderken Erzincan'ı kesin olarak Osmanlılara bağladı.Osmanlı Ordusunun gelişi Erzincan halkını sevindirmişti.
Erzincan Kanuni devrinde önemli bir yer olmuştur. Doğu Anadolu üzerinde İran'ın istekleri nedeniyle bölge siyasi olaylardan sürekli etkileniyordu.Kanuni, bu nedenle doğuya sefere çıktı ve 1534 yılının ağustos ayında Çardaklı Boğazı'nda halk tarafından karşılanarak Erzincan'a geldi. 1540 yılında II. İran seferine karar verilince Osmanlı Ordusu Erzincan'a ilkbahar aylarında tekrar geldi. Kanuni, Erzincan'da iki gün dinlendikten sonra Çubuk Ova'ya doğru hareket ederek Tebriz'e girdi. Kanuni, geri döndüğünde Kemah dolaylarında İran kuvvetleri ile karşılaştı ve onları yendi. Şehir tekrar huzura kavuştu.
1895 yıllarında Osmanlı İmparatorluğunun azınlık halklarından olan Ermeniler ve Celali eşkiyaları Erzincan ve çevresinde huzursuzluk kaynağı olmuşlardır. 9 Ekim 1895 pazartesi günü Erzincan'ın pazarıydı. Azaplaroğlu Armin adında bir Ermeninin silah patlatması ile Ermeni harekatı Erzincan'da başlamış oldu. Erzincan'daki olayı Mutasarrıf(vali) Namık Bey kuvvetleriyle Müslümanların Ermeni mahallelerine gitmesini önlemiştir. Ermeniler bütün dünyada olduğu gibi Erzincan olaylarında da Türkleri sorumlu tutmuşlardır. Seferberliğin ilanı üzerine Erzincan'da ve Doğu Anadolu'da bulunan Ermenilerin 3/4 ü Rusya'ya gitmişlerdir.
KURTULUŞ SAVAŞI YILLARINDA ERZİNCAN:
14 Şubat 1916 da Erzurum'u terkeden Osmanlı kuvvetleri Rusların batıya doğru ilerlemesine engel olamadılar. 1916 yılı martında ilerlemesini sürdüren Rus kuvvetleri Tercan, Bayburt ve Erzincan dolaylarını işgal etmiştir. Sansa Boğazı ve Köse istikametinden Çardaklı boğazına inen Rus kuvvetleri24 Temmuz1916 da kuşluk vakti Erzincan'ı yağmaladılar.
Rusya'da çıkan 1917 Bolşevik ihtilali nedeniyle Rus ordusu Erzincan'ı Ermenilerin idaresine bırakarak çekildiler. İdarenin ellerine geçmesi ile serbest kalan Ermeniler şehirde büyük katliamlar ve yağmalamalar yapmışlardır. Harbiye kışlası ile Ermeni kışlasının içine doldurdukları Türkleri yakmışlar ve Fırat köprüsünüde tahrip etmişlerdir.
Binbaşı Halit Bey idaresindeki milis kuvvetleri ve Erzincan halkı Ermenileri sıkıştırmaya başlayarak 13 Şubat 1918 tarihinde şehri düşman işgalinden kurtarmışlardır. Türk kuvvetleri Erzincan'ı özgürlüğe kavuşturduktan sonra Ermenileri kovalıyarak 17 Şubat 1918 de Tercan'ı da kurtarmış oldular.
Kurtuluş savaşında Erzincan hareketli günler yaşamıştır. O sırada Erzurum Kongresi yapılmış, kongre başkanı seçilen Mustafa Kemal arkadaşları ile 20 Ağustos 1919 günü Erzincan'dan geçmiştir. Yapılan çok çetin mücadelelerden sonra Türkiye ve Türk Milleti istiklaline kavuşmuştur.
yukarı
TüRKİYE'NİN EN BÜYÜK ATATÜRK PORTRESİ ERZİNCAN'DA
59. Topçu Er Eğitim Tugayı Tarafından Erzincan'ın Kuzey kısmındaki tepeye 7.500 m²'lik bir alana, gönüllü askeri personelin çalışmaları sonucunda Atatürk'ün bu güne kadar yapılmış en büyük portresi işlendi. Bu portre dünyanın ve Türkiyenin en büyük portresidir. Top. Bnb. Yılmaz Bahar komutasında, ressam Mustafa Aydemir'in yaptığı portrenin işlenmesi 17 kişilik teknik ekip, 3000 kişinin çalışması sonucu 9-Eylül-9 Ekim 1982 tarihleri arasında 1 aylık çok kısa ,br zamanda tamamlanmıştır. Atatürk portresinin yapımında 210 ton harç, 600 ton taş, 160 ton kum kullanılmıştır
TARİHİ VE MESİRE YERLERİ
ALTINTEPE : Urartu dönemine ait ?ehir kalıntısı olan Altıntepe Erzincan-Erzurum yolu üzerinde ve ile 15 km. uzaklıktadır. Altıntepe'de tapınak-saray, sütunlu kabul salonu, açık hava tapınağı, depo binası ve üç adet mezar bulunmaktadır. Yeraltındaki mezar odalarının bulunmasıyla Urartular hakkında geniş bilgi edinilmiştir. Kazılarda MÖ. 8. yüzyıla ait fildişi ve madeni eşyalar, kalkan ve miğferler, seramikler, duvar resimleri gibi eserler elde edilmiştir. Bu eserler, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenmektedir.
TERZİBABA TÜRBESİ : Asıl adı Muhammed Vehbi olan Terzibaba, 1779-1848 yıllarında yaşamıştır. Mesleği terzilik olduğundan, "Terzibaba" adıyla anılmıştır. Tasavvufi konuları içeren "Kenzil Fütuh" adlı bir eserleri mevcuttur. Beldenin manevi mimarı Terzibaba'nın mezarı, kendi adıyla anılan şehir mezarlığının içindedir. Kutsal bir manevi kişiliğe sahip olan Terzibaba'nın türbesi, halk tarafından ziyaret edilmektedir.
ERZİNCAN KALESİ : Kalenin yapılış tarihi bilinmemektedir. 1939 yılındaki depremde büyük hasara uğrayan kalenin, giriş kapısının bir bölümü ile erzak deposu olduğu sanılan kısmı ve bir duvar kalıntısı günümüze gelebilmi?tir.
ÇADIRKAYA KALESİ : Tercan ilçesi Çadırkaya beldesinde bulunan kale, 100 m. yüksekliğindeki doğal kayalardan oluşturulmuş olup, kayaya oyulmuş odalar, sarnıçlar ve merdivenlerden meydana getirilmiştir.
KEMAH KALESİ : Anadolu'nun en eski ve tabii kalelerinden biri olan Kemah Kalesinin kuruluşu Hitit-Urartu dönemine kadar uzanmaktadır. Sarp kayalar üzerine kurulu olan kalenin iç içe iki kapısı vardır. Çevresi surlarla çevrili olan kalenin, çeşitli savaşlara sahne olduğundan yapılarının bir kısmı tahrip olmuştur.
OTLUKBELİ GÖLÜ : Otlukbeli Gölü, Otlukbeli ilçe merkezinin 6 km· kuzeybatısındadır. Göl, traverten seddi (maden sularının oluşturduğu traverten seddi) gölü olup, oluşumu halen devam etmektedir. Göl suyu, çevresindeki maden suları karıştığı, dere tarafından beslendiği ve ayağı olduğu için tatlıdır. Otlukbeli gölünün asıl özelliği; çanağının ve oluşumunun, göl türleri içerisinde günümüze kadar bilinenlerin içinde dünyada tek tip oluşudur. "Doğal Anıt" olarak nitelendirilen Otlukbeli Gölü, doğal sit alanı ilan edilerek, koruma altına alınmıştır.
AYGIR GÖLÜ : Keşiş dağları üzerinde bulunan Aygır Gölü, tabiat güzelliğinin yanısıra, krater gölü özelliğine de olan piknik ve mesire yeridir.
SOĞUK SULAR : Kemah ilçemizdeki bu mesire yerlerinin özelliği her yıl Haziran ayında çıkan ve Ağustos ayı sonlarında kaybolan, bayaz köpüklü soğuk sularıdır.
EKŞİSU : İl merkezine 11 km. uzaklıkta ve eski Erzincan- Erzurum karayolu üzerinde bulunan Ekşisu, özellikle yaz aylarında faal olan bir mesire yeridir. Ekşisu adı verilen bögert maden suyu ve birçok şifalı su kaynağı bulunmaktadır. Şişelenerek, yurt çapında dağıtımı yapılan bögert maden suyunun, anemiye, mide, bağırsak ve safra yolları hastalıklarına iyi geldiği tesbit edilmiştir. Tabii güzelliğe de sahip olan mesire yerinde, şişeleme tesisleri lokanta-gazino, alabalık yetiştirme tesisleri ve park bulunmaktadır.
KAPLICA : Ekşisu yakınındaki kaplıca, 33 derecelik sıcaklığa sahip olup, 12 adet kapalı havuzu bulunmaktadır. Kaplıca suyunun romatizma, cilt, damar sertliği ve kalp hastalıklarına iyi geldiği bilinmektedir.
HORHOR MADEN SUYU HAVUZU : Böğert maden suyu ile benzer özellikler gösteren ve Horhor Havuzunda kaynayan Horhor Maden suyu, havuzda bir süre kalmak suretiyle kullanılmakta ve birçok rahatsızlığa fayda sağlamaktadır.
yukarı
GİRLEVİK ŞELALESİ : Erzincan'ın 30 km. güneydoğusunda, Çağlayan nahiyesinde bulunan Şelale, doğal güzellikleri ve dinlenme yerleri ile ilgi çekmektedir. Şelalenin hemen yanıbaşında, doğayla içiçe piknik yapılabilmektedir. Yakınındaki lokantalarda bulunan üretme havuzlarında yetiştirilen alabalık ve özel olarak hazırlanan ızgara tavukla, yerli ve yabancı turistlere hizmet verilmektedir.
BEYTAHTI : İlimizin 12 km. güneybatısında bulunan Beytahtı, Karasu ırmağı kıyısında, kaynak ve akarsuların yanısıra bol yeşilliği olan güzel bir dinlenme yeridir.
IŞIKPINAR (MESİRE YERİ) : İlin kuzeybatısında, 5 km. uzaklıkta bulunan Işıkpınar köyü, bol suyu, yeşilliği ve gazinoları ile ideal bir gezinti ve dinlenme yeridir.
MECİDİYE PİKNİK ALANI : İlimizin 20 km. kuzeyinde bulunan Mecidiye Orman içi dinlenme alanı, yaz aylarında halkın sürekli uğradığı kamp ve mesire yeridir.
DUMANLI YAYLALARI : Refahiye ilçesinin batısında, Soğukgöze ve Karaçam mevkiileri arasında yer almaktadır. 2000 m. Yüksekliği olan Dumanlı Yaylaları genellikle çam ormanı ile kaplıdır. Tatil ve dinlenme yeri olarak kullanılan yayla, doğal güzelliği, havası, soğuk suları, kamp imkanları ile hizmet vermektedir.
DAĞCILIK : İlimizde, yaklaşık % 60'lık bir alanı dağlar oluşturmaktadır. Önemli dağ zirvelerinden bazıları şunlardır; Coşan Dağı 3976 m., Ergan Dağı 3256 m., Munzur Dağı 3449 m., Mülpet Dağı 3065 m., Yaz ve Kış turizmi açısından çeşitlilik sunan dağlarımız, özellikle dağcılık sporu olan doğa yürüyüşü için ideal alanlardır.
YILDIRIM AKBULUT TESİSLERİ : Akbulut Kayak Tesisleri, Refahiye ilçesinin Sakaltutan mevkiinde ile 42 km. uzaklıkta bulunmaktadır. Tek yıldızlı, ikinci sınıf lokanta niteliğine sahip olan tesis, 24 oda, 5 suit, 66 yatak, 140 kişilik lokanta kapasitesini içermektedir. 2200 m. yüksekliği olan kayak merkezinde 5 adet pist olup teleski kapasitesi 150 kişiliktir. Kar yönünden zengin olan Sakaltutan mevkiindeki tesis, dinlenme ve oyun salonu, saunası, Amerikan barı, zengin mutfağı ve yan üniteleriyle yaz ve kış turizmine hizmet vermektedir.
RAFTİNG : Fırat Nehri'nin en önemli iki kolundan biri olan ve ilimizin hemen hemen tüm ilçelerinden geçen Kara su üzerinde, Rafting sporu amatörce yapılmaktadır. Büyük-engebeli alanlardan oluşan Karasu Havzası, su sporları için oldukça elverişli özelliklere sahiptir.
AV TURİZMİ : Doğal yapısı itibariyle av kaynakları ve av türü bakımından zengin olan ilimiz, alabalık, yaban keçisi, çengelboynuzlu keçileri, ayı, domuz, porsuk, sansar, vaşak, su samuru, toy, tavşan, keklik, yaban ördeği, çulluk gibi av hayvanları ile av turizmine hizmet etmektedir12:31 | Yorum ekle | İleti gönder | Sabit Bağlantı | İzleme notlarını görüntüle (0) | Bloga alERZiNCAN MESHUR SEYLERI
Bakırcılık
Bakırcılığın Erzincan'da eski bir geçmişi var. Eskiden dövme bakırcılık çok yaygındı. Tepsiler, kazanlar, leğenler, ibrikler yapılırdı ve evlerde yaygın olarak kullanılırdı. Alüminyum ve plastiğin yaygınlaşmasıyla birlikte günlük yaşamdaki eski önemini yitirdi bakırcılık. Bunun yerini bakır el işlemeciliği aldı. Semaver, biblo, tabak, kaşık, şekerlik, sigaralık gibi süs eşyaları yaygınlaştı. Bezemede çoğunlukla stilize lale, yaprak, nar çiçeği, selvi motifleri; hayvan figürleri ve geometrik şekiller kullanılıyor. Bakır süs eşyaları nikel kaplanarak ya da boyanarak süsleniyor, elde işleniyor.
Erzincan leblebisi
Erzincan, kendine özgü lezzetiyle ünlenen leblebisi ile önemli ölçüde ekonomik bir girdi sağlıyor. Leblebi yapılırken nohutlar sulama kazanında sulanıyor. Büyük tavlama kazanlarında tavlandıktan sonra bir süre bekletiliyor. Bu süre 20-30 gün arasında değişmekte. Nohutlar un malafak tavasından sonra kavurma makinelerine alıyor ve 140 derece ısıda kavruluyor.
Erzincan tulumu
Süt ince bir tülbentten geçiriliyor. Kazanlara alınan süt, kaynama derecesine gelinceye kadar ısıtılıyor. Peynir mayası eklenip üzerleri kalın bir örtüyle sarılarak mayalanmaya bırakılıyor. Daha sonra tekrar tülbentlere alınıp yüksek bir yere asılıyor ve suyun peynirden ayrılması sağlanıyor. Suyu süzülen peynir serilip kurumaya bırakılıyor. 2-3 gün sonra tuzlanıp yoğruluyor. Püre halini alan peynir deri ya da bidonlara basılıyor.12:29 | Yorum ekle | İleti gönder | Sabit Bağlantı | İzleme notlarını görüntüle (0) | Bloga alERZİNCAN AĞZI İLE MAÇ NAKLİ
İstanbul'dan eyi günler möhterem dinleyiciler. Ben spikeriz Cemal Şellale. Aburası Türkiye'nin bilumum iredyoları, hepizi hörmetle selamlıyam. Aburası İrehmetlik İnönü Sitedyumu. İstanbul'da ayam birez sovuh, düneyin yağan gardan sonra saha biraz lıştik olmuş amma fitbol oynamaya mahana degül. Buna ırağmen dürübünler hırtlik barabarı dolu. Seyirciler abu möhkem maçı gözlemek üçün sabahın korunda sitedyuma gelmişler. Allah ahıl vere bu zırzoplara, sanki babalarının işini yapıylar. Unutmadan söyliyem, hele sabahtan seyirciler arasından bir çekiş çıhtı, bi çekiş çıhtı görecektiz. Ortalık mal bazarına döndü. İki tahımın taraftarları birbirlerinin sülelerine verip verüştürdükten sonra, gobal ve nacahlarla birbirlerine doğru segürttüler, daha sorna birbirlerine çaldılar döndüler, yere düşenin ağzı garga kimin açılıp yumuluydi, bi çok seyirci telef oldu. Daha sonra orıya gelen polesler yerde yatanları batlıcak gibi topladı götürdüler. Vula heç utanmıylar gardaş dersen gavurun üstüne salduruylar.
Beşikdaş-Fenerbahçe maçı birezden başlıyacah. Bu arada türübünlerde fıngırdamalar başladı. Seyirciler küfürleri beste etmişler tevür tevür terbüyesüz hareketlerle birbirlerine söliyler. Vula gardaş avu herifleri annaduhta, garılara noliy onu annamıyam. Onlarda herif gibi sögiy gol sallıylar, buranın garıları da bi eceyip. Bıldır yapılan maçta her iki tahım da birbirini alt edemedi. Maçın hekemi gabzımal Erman TOROĞLU. Maşallah hakem çam yarması gibi görünümüynen hakemden çok afedersüz pavyon fedayisine benziy. İstersez hakem hakkında bilgi verim. Bu hakem esgiden fitbocuydu geleni tekmükliydi, gideni tekmükliydi. Eşimdi hakem oldu ayağını acuh galduranı gırmızı kağıdınan hoooopp pallikliy dışarı. Heç embilede şey olur mu gardaş, birahmıyki uşahlar topunu oynıya.
Top orta gıldırıikte kirecin üstünde bekliy. Hekemin çüçük çalmasını beliyük. Hekemde elleri börgünde gazatacıların ortalıytan çekilmelerini bekliy. Onlarında heç çekilecekleri yoh, bi tene resim basacahlar, seksen tene resim çekiyler. Erman efendi gaşıynan gözüynen gazatacıları gorhuttu, onlarda ortalıhtan toz oldular. Topun başında Tanjuynan Oğuz var, abu oğuz da hatem teli gibi uşah, efendi bi deliganlı. Bu sene abu Tanjuya bir şeyler oldu, sahada nüzüllüler gibi dolaşıy, sanki arhasından biri bunu geri çekiy, BMC gamyon gibi tısıliy. Hakem çüçüğü çalmah üzere, fakat oda nesi?.... Sahada bir gudik peydah oldu. Sahada fink atıy dolaşıy, hekem fitbolculardan gudigi dışarı atmah üçün yardım istiy. Şimdi bütün fitbolcular gudigin peşine düştü govalıylar, gudik gaçıy, uşahlar peşine segürdiyler, maşallah gudik hepsine çalım atıy, olmıy tutamıylar. Birden bire Beşiktaşlı İrecebi gören gudik olduğu yere mıhlandı. Gudik irep'ten çoh gorhtu ve İrecep onu yahalıyarak dışarı palliklerdi. Eferim ula İrecep sahan, iti bile gorhuttun.
Artık maçın başlaması üçün heç bi mahana galmadı. Hakem çüçügü çaldı ve bu kip maç başladı. Oğuz top sağ cenahta bulunan İridvan'a gındırladı. Bu topa Osvaldo'da següttü. Arjantin'li fitbolcunun saçından sufatını göremiyem amma o topu nasıl göriy onu da bülmiyem. Uşah at kurigine benziy. Irıdvan onsekgiz cızgısına doğru harbı harbı girmek üçün evdüriy. Irıdvan pas vermeyince Mecnur herslenerek onun ayağından topu aldı has bi orta yaptı, Aykut üsgeldi anının gacıynan topa vurdu. Boşa galan topa zafer hoppuladı oda fısga geçti. Gökhan topu sert bi şekilde tekmükliyerek taca gönderdi ve tahımını ferehletti. Abu Gökhan'da Beşiktaş'a Allah'ın bir lutfu, bu uşahta olmasa Beşiktaş'ın ocağı batıp gapısı kitlenecek. Fenerbahçe yan cızgıdan tac atacak, hakem uşahların harbı oynamasını istiy. Tac atışını Semih gullandı, gelen topa Irıdvan segürttü, Gadir arhadan sert bi tekmüknen Irıdvanı yere serdi. Bu arada Irıdvan yerede debelleniy, "Oy anam, Oy anam" diye fırik fırik fırikleniy. Tabi Fenerbahçe dürübünleri de bu arada boş durmiy. Gadir'in sülelesine veriy verüştüriyler. Hakem Dohtora seslenerek: "Goş hele gardaş bu oğlan telef oluy, ayağına bi şey fıssılat." deyiy. Dohtor bi elinde sünnet çantası bi elinde şüşe bi tevür goşarah Irıdvan'nın yanına geldi, elindeki şüşeyi Irıdvanın ayağına fıssılattı ve Irıdvan Bismillah dedi ayağı galhtı. Hekem Gadir'i yanına çağırarak "Gel bahım ula buraya, bi daha görecemmi bu oğlanı tekmükledügüyün utanmıymısan el gadar uşağa vurmaya, bah yaağında gıl döndü uşağın. bi daha yaparsan golundan duttuğum gibi yallah palliklerem dışarı seni." Gadir iki gat oldu ve hekemden özür diledi ve işi datlıya bağladılar. Susuzluhtan feniken uşahlar fırsatttan istifade şüşelerden guldur guldur sularını da iştiler. Maçta Fenerin fayıl atışıynan başladı, Topuda Irıza cığızlık ederek, milleti iteledi ve aldı, sağ cenahtan Allah ne verdiyse segürdiy, gözel bi orta yaptı, havada leylek kimin süzülen topa Feyyaz hoppuladı vurdu ve Gooollll.... Evet Gol möhterem dinniyenlerim, Beşiktaş 1-0 öne geçti. Bu aradaBeşikdaş seyircileri sevüncük oldular, tas itti messep gayboldu. Feyyaz eceyip hareketler yaparah seyircilere dorgu segürdiy. Şifo Mehmet geldi sevüncüğünden Feyyaz'ın kunkuluna atladı. Hakemde "Yeter ula sevündügüz, gelin maça başlayın." dedi. Fenerbahçe dürübünleri süt tökmüş pisige döndüler. Vula vula vula, eşindi dürübünlerde heçte has olmayan şeyler oliy. Gümzikleşmeler ve laylon şüşe atışları başladı, gine birbirlerine sögiy veriy verüşdüriyler. Basbatal herifler utanmıylar, zaten UEFA ceza vermek üçün mahana arıy, abunların yedügü fışgıya bah.
Bu arada maç yeniden başladı. Şifo Memmet bi pırtık boyuynan bitene hava topu bırahmadı vurdu. hele birez evvel dembelehoçcik vuruşunun diregin sol tersiginde ıramazan topu kimin patlamasını görecektiz. İkili çekişmelerde Irıdvan'ın boyna çimleri öpmesi onun ibrez mıhatere olmasından gaynahlanıy herhalım. O yoğolacah Yesiç'in oğlanın ayağını hışılatmasından sorna uşah iflah olmadı. Bu vesileyle Irıdvan bütün dohtorlarının hısım oldu. Sahaının liştik olmasından top levlehür gibi oldu. Bu ara top Oğuz harbı harbı getüriy. Onsekgiz cızgısına yahlaştı sert bi şut pallikledi. ve Zafer topu gumzikleri ve börgünün üstüne karotl çuvalı gibi düştü. Dürübünler Zaferi bu gurtarışındna dolayı şappikliyerek pohpohlıylar. Gaptan Irıza geldi Zafer'i baç diye öptü. Eşindi Fener Gorner atacah bu arada Irıza kaliklerinin hıltik olduğunu hakeme söledi. Hakem de: "Harbı Irıza seni bekliyük vahıt geçiy başka kalik geyinde gel." dedi. Irıza kaliklerini kipçe bağladı ve korner atıldı, top Aykut'un ögüne düştü sert bi şut ve Gooollll. Evet möhterem dinleyenler Zafer yerde pırtikleniy, ben bu golü nasıl yedim diye. Şu an Fener dürübünlerinde mal davara garıştı, uşahalar hep sevüncük oldular. Golün sevüncüynen Aykut'un üstüne yeddi tene Fenerli fitbolcu çullandı, uşağın altta canı çıhıy, golü attuğunuda atacağınada bin pişman oliy. Şu anda maç hıtama ermek üzere, orta hekemde maçı bitürmek içün verha yan hakemlerine bahıy. Ve evet gabzımal Erman maçı bütüren çüçüğü çaldı. Size biçeş deyimmi abu sonuçta eyi oldu, ne has barabara bitti. İrehmetlik İnönü Sitedyumundan hepize eyi günler diliyem, Sağolun.... var olun...
12:28 | Yorum ekle | İleti gönder | Sabit Bağlantı | İzleme notlarını görüntüle (0) | Bloga alERZİNCAN GENEL BİLGİLER
Yüzölçümü: 11.903 km²
Nüfus: 299.251 (1990)
İl Trafik No: 24
Doğu Anadolu Bölgesi'nde Fırat'ın yukarı kısmında yer alan Erzincan, Anadolu'nun en eski kültür merkezlerinden birisidir. Tarihi ipek yolu güzergahında yer alan kent Hitit, Urartu, Med, Pers, Hellen, Roma egemenliğinde kalmış, Malazgirt Zaferinden sonra Türk ve Osmanlı hakimiyetine geçmiştir. Erzincan kültürel zenginliği kadar doğal güzellikleri, coğrafyası, mutfağı ve alışveriş olanakları ile tam bir turizm cennetidir.
İLÇELER : Erzincan ilinin ilçeleri; Çayırlı, İliç, Kemah, Kemaliye, Otlukbeli, Refatiye, Trecan ve Üzümlü'dür.
Çayırlı : Erzincan'a 114 km mesafede olan ilçenin hangi tarihte kurulduğu bilinmemektedir. İlçedeki gezip görülecek yerler 1219 tarihinde Karslı Tahir Usta tarafından yapılmış, duvarları yontma taşlarla örülü, tavanı ahşap oymalarla süslenmiş bir konak, keşiş dağı üzerinde bulunan ve bir doğa harikası olan Aygır krater gölü, Büyük Yayla gölü, Yedi Göller ve Kartallı köyü gölüdür.
İliç : Erzincan'a 153 km uzaklıkta bulunan İlçenin ilk yerleşim tarihi kesin olarak bilinmemektedir. İliç'in köylerinde çok sayıda höyük ve tarihi yapı kalıntıları bulunmaktadır. Bunların çoğunda bilimsel kazı ve araştırmalar yapılmıştır. Altıntaş köyünde, Romalılara ve daha sonraki dönemlere ait olan çok sayıda kalıntılar bulunmaktadır.
Kemah : Erzincan'a 52 km uzaklıktaki ilçede gezip görülecek yerler arasında Kemah Kalesi, Gülabibey Çeşme ve Hamamı, Melik Gazi Türbe ve Zaviyesi, Tugay Hatun Kümbeti, Ali Baba Türbesi, Gözcü Baba Türbesi, Hacı Mahmut Bey Çeşmesi, Alaattin Bey Çeşmesi gibi tarihi eserler ile Buz Mağarası ve Soğuksular mesire yeri bulunmaktadır.
Kemaliye: Erzincan'a 194 km uzaklıktaki, Keban Baraj Gölü kıyısında güzel bir vadi içinde kurulmuştur. İlçede gezilip görülecek yerler arasında Endiçi Kalesi, Roma Mezarlığı gibi tarihi kalıntılar ile Topkapı Camii, Orta Cami bulunmaktadır. Ayrıca İlçenin Ocak köyünde, Selçuklu Osmanlı mimarisinin özelliklerini gösteren Hıdır Abdal Sultan Türbesini sayabiliriz.
Otlukbeli: 1473'te Fatih Sultan Mehmet ile Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan arasındaki Otlukbeli Savaşı Erzincan'a 142 km uzaklıkta bulunan bu ilçede yapılmıştır. İlçe merkezinin 6 km kuzeybatısında olan traverten şeddi (Maden sularının oluşturduğu traverten şeddi) gölünün oluşumu günümüzde halen devam etmektedir. Otlukbeli Gölü'nün en önemli özelliği, çanağının ve oluşumunun göl türleri içerisinde günümüze kadar bilinenlerin içerisinde dünyada tek tip oluşudur. Göl, bu özelliğinden dolayı, doğal anıt olarak da nitelendirilmektedir.
Refahiye: Erzincan'a 71 km uzaklıktadır. İlçedeki gezip görülecek yerler arasında Kutlutepe, Kutsal Kaya, Kadıköy Kilisesi, Merkez Cami, Köroğlu Mağarası, Bal kaya, Refahiye Ormanları ve Dumanlı Yaylasını sayabiliriz. Ayrıcı İl merkezine 42. Km. uzaklıkta, Yıldırım Akbulut Kayak Tesisleri hizmet vermektedir.
Üzümlü: Erzincan'a 23 km. uzaklıktadır. İlçede gezip görülecek yerler arasında Akkoyunlu Cami, Hacı Nutullah Cami gibi tarihi kalıntılar ile Şeyh Karpuz Mağarası, Aygır Gölü, Hıdırellez Gölü, Bayırbağ Değirmenönü Mesire alanı ve karakaya Çermik Mesire alanını sayabiliriz
Tercan : Erzincan'a 88 km uzaklıktadır. İlçede gezip görülecek yerler arasında Kefrenci Tapınağı, Pekeriç (Çadırkaya kalesi), Kötür Köprüsü ile Orta Çağ Türk mimarisinin en ilginç ve önemli eseri kervansaray, hamam, mescit ve türbeden oluşan Mama Hatun külliyeyi sayabiliriz.
12:26 | Yorum ekle | İleti gönder | Sabit Bağlantı | İzleme notlarını görüntüle (0) | Bloga alERZINCAN GEZILECEK YERLERI
KEMAH KALESI
Kemah Kalesi: Anadolu'nun en eski ve tabii kalelerinden biri olan Kemah Kalesinin kurulusu, Hitit-Urartu dönemine kadar uzanmaktadir. Sarp kayalar üzerinde kurulu olan Kalenin, iç içe iki yapisi olup, çevresi surlarla çevrilidir
.......ABRENK KILISESI
Abrenk Kilisesi: Tercan ilçesinin Üçpinar Köyü yakinlarinda bulunan kilisenin giris kapisi üzerinde 1854 tarihi geçmektedir. Kilise ile birlikte bir sapel ve iki tane de dikili tas bulunmaktadir. Bu taslar mimarisi ve bezemesiyle dikkat çekip XII. Yüzyildan sonra Selçuklu Prensi Nasurettin dönemiyle tarihlenen kitabeler tasirlar.
ERZINCAN Mesire Yerleri
Otlukbeli Gölü: Otlukbeli Gölü'nün en önemli özelligi çanaginin ve olusumunun göl türleri içerisinde günümüze kadar bilinenlerin içerisinde dünyada tek tip olusudur. Göl, bu özelliginden dolayi dogal anit olarak nitelendirilmektedir. Otlukbeli Gölü Erzurum Kültür ve Tabiat Varliklarini Koruma Kurulu karari ile dogal sit alani ilan edilerek, koruma altina alinmistir.
Girlevik Çaglayani: Erzincan'in 29 km güneydogusunda Çaglayan Beldesi'nde bulunan selale, dogal serinligi ve güzelligi ile ünlü bîr mesire yendir. Suyun kisin donmasiyla olusan sarkitlarda tirmanicilik, yazin soguk sularinda serinleme imkani sunan Girlevik Çaglayani, birçok yerli ve yabanci turisti bölgeye çekmektedir.
Aygir Gölü: Kesis Dagi üzerinde buluna Göl, tabiat güzelliginin yani sira, krater gölü özelligine de sahip olan piknik ve dinlenme yeridir.
.................EKSI SU
Eksisu: (Bögert Maden Suyu) Il merkezine 11 km. uzakliktaki bölgede bulunan ve Eksisu adi verilen bögert maden suyu, saglik yönünden oldukça önem tasimaktadir. Maden suyu; anemi, karaciger, mide, bagirsak ve safra yollari hastaliklarina iyi gelmektedir.Eksisu yakinindaki kaplica, 33 derecelik isiya sahiptir. Su banyosu seklinde kullanilan kaplica suyu, romatizma, cilt, damar sertligi ve kalp rahatsizliklarina iyi gelmektedir. Kaplica 12 adet kapali havuz ile halkin hizmetindedir.
Buz Magaralari: Kemah ilçesinin Ayranpinar köyündedir. Magaranin içinde büyük buz kütleleri ve buzlarin olusturdugu sarkit ve dikitler bulunmaktadir.
Ala Magarasi: Kemaliye ilçesinin kuzeydogusunda bulunan magaranin içinde dehliz ve kanallar bulunmaktadir.
Köroglu Magarasi: Refahiye ilçesinin Altköy mevkiinde bulunan magaraya tas merdivenlerle çikilmaktadir.
ERZINCAN Sportif Etkinlikler
Avcilik: Erzincan ili, av kaynaklan ve av türü bakimindan zengindir. Tilki, sansar, kinali keklik, kum kekligi, tavsan, ada tavsani, bildircin, kaya güvercini, tahtali, üveyik, yaban ördekleri, sakarca kazi, kizkusu, karatavuk, kurt, yaban domuzu gibi av hayvanlari bulunmaktadir.
Yamaç Parasütü: Il merkez Küçük Çakirman Köyü mevkiinde ve Yaylabasi beldesi Ergan tepesinde yapilmaktadir.
Rafting ve Su Kayagi: Erzincan Il Merkezine 40 km. mesafede Firat Nehri'nin bir kolu olan Karasu ve Sansu dereleri rafting sporuna elverislidir. Rafting parkuruna ulasim kolay olup, Erzincan-Erzurum karayolu üzerindedir Genellikle Mayis-Haziran aylarinda yapilmaktadir.
Erzincan Baraji'nda ve Tercan Ilçesi Tercan baraj Gölü'nde su kayagi yapilabilir. Erzincan Baraji sehir merkezine 16 km. mesafede, sehrin Güneybatisindadir.